-
1 نشر
Iنَشَرَ1. sızdırmakAnlamı: duyurmak, yaymak2. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek3. neşretmekAnlamı: yayımlamak4. yayımlamakAnlamı: neşr etmek, dağıtmakIIنَشْر1. emisyonAnlamı: yayma, neşretme2. neşirAnlamı: yayma, dağıtma, saçma3. beyanAnlamı: söyleme, bildirme4. ilâncılık5. yayınAnlamı: basılıp dağıtılan veya radyo televizyon ile halka sunulan şey, neşriyat6. dirilişAnlamı: dirilmek işi veya biçimiنَشَّرَsermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek -
2 بسط
Iبَسَّطَ1. kolaylaştırmakAnlamı: kolay duruma getirmek2. sadeleştirmekAnlamı: yalınlaştırmak3. basitleştirmek4. uzatmakAnlamı: uzatmasına sebep olmak, temdit etmek5. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemekIIبَسَطَ1. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek2. yaymakAnlamı: bir çok kimseye duyurmak3. şenlendirmekAnlamı: neşelendirmek4. düzlemekAnlamı: düzlem durumuna getirmekبَسْط1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç -
3 سطح
Iسَطَحَ1. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek2. düzlemekAnlamı: düzlem durumuna getirmekIIسَطْح1. ön yüz2. satıhAnlamı: yüz, yüzey3. yüzeyسَطَّحَ1. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek2. düzlemekAnlamı: düzlem durumuna getirmek -
4 انتشر
اِنْتَشَرَ1. yaygınlaşmakAnlamı: yaygın durumu gelmek2. uzamakAnlamı: uzun duruma gelmek3. serilmekAnlamı: sermek işi yapılmak4. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek5. yayılmakAnlamı: yaymak işine konu olmak6. uzanmakAnlamı: bir alana yayılmak7. dallanmakAnlamı: yayılmak, genişlemek -
5 فرش
Iفَرَشَ1. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek2. yaymakAnlamı: bir alanı örtecek şekilde sermek3. düzlemekAnlamı: düzlem durumuna getirmekIIفَرْش1. tefrişAnlamı: döşeme işi2. mefruşatAnlamı: döşeme3. halıAnlamı: kısa, sık tüylü, nakışlı, kalın bir yaygı4. yaygıAnlamı: döşeme üzerine serilen örtü5. cicim6. döşeme -
6 مد
Iمَدّ1. met2. temditAnlamı: uzatmaIIمَدَّ1. uzatmakAnlamı: uzatmasına sebep olmak, temdit etmek2. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek3. yaymakAnlamı: bir alanı örtecek şekilde sermek -
7 بث
Iبَثّ1. üzgüAnlamı: cefa, eza, eziyet, yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı2. emisyonAnlamı: yayma, neşretme3. korkuAnlamı: kaygı, üzüntü4. mutsuzlukAnlamı: mutsuz olma durumu5. yayım6. merakAnlamı: kaygı, tasa7. ezgiAnlamı: üzüntü, sıkıntı8. depresyonAnlamı: ruhî çöküntü9. mahzunlukAnlamı: mahzun olma durumu10. efkârlanmakAnlamı: tasalanmak, kaygılanmak, üzülmek11. gaileAnlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü12. kahırAnlamı: derin üzüntü ve acı13. elemAnlamı: dert, acı14. işkenceAnlamı: eziyet15. eziyetAnlamı: aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü16. hüzünAnlamı: gönül üzgünlüğü, keder, gam17. gamAnlamı: tasa, kaygı, üzüntü18. endişeAnlamı: tasa, kaygı, kuşku, korku19. kasavetAnlamı: üzüntü, tasa20. kaygıAnlamı: üzüntü, tasa21. ezinçAnlamı: şiddetli acı ve sıkıntı, azap22. enformasyonAnlamı: haber alma, danışma23. teessürAnlamı: üzülme24. beyanAnlamı: söyleme, bildirme25. ilâncılık26. yayınAnlamı: basılıp dağıtılan veya radyo televizyon ile halka sunulan şey, neşriyat27. acıIIبَثَّsermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek -
8 مدد
Iمَدَد1. el birliğiAnlamı: bir ış yapmak için birleşme2. muavenetAnlamı: yardım3. medetAnlamı: yardım, imdat4. himmetAnlamı: yardım, kayırma5. imdatAnlamı: yardım işareti6. bahşişIIمَدَّدَ1. germek2. uzatmakAnlamı: uzatmasına sebep olmak, temdit etmek3. serilmekAnlamı: sermek işi yapılmak4. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek -
9 امتد
اِمْتَدَّ1. sünmekAnlamı: esnekliğini yitirerek gevşemek2. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek3. serilmekAnlamı: sermek işi yapılmak4. uzamakAnlamı: uzun duruma gelmek5. dallanmakAnlamı: yayılmak, genişlemek -
10 مت
مَتَّ1. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek2. uzatmakAnlamı: uzatmasına sebep olmak, temdit etmek -
11 هون
Iهَوْن1. selâmetAnlamı: esen olma durumu2. basitlikAnlamı: basit olma durumu3. kolaylıkAnlamı: kolay olma durumu4. sadelikAnlamı: yalın olma durumu5. emniyetAnlamı: polis ışleriIIهَوَّنَ1. kolaylaştırmakAnlamı: kolay duruma getirmek2. basitleştirmek3. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek
См. также в других словарях:
sermek — i, e, er 1) Kurutmak için asmak Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. O. Rifat 2) Göstermek amacıyla asmak veya yaymak Çeyiz sermek. 3) Düz bir yere yaymak Üzüm sermek. Bulgur sermek. 4) Açarak yaymak veya döşemek Çerçeveli çerçevesiz bir sürü… … Çağatay Osmanlı Sözlük